Kulak ağrısı, birçok farklı sebepten kaynaklanabilen ve şiddetine bağlı olarak bir hayli rahatsız edici olabilen bir problemdir.
Basınç değişikliği veya hafif darbeler gibi nedenlerden kaynaklanan kulak ağrısı, genellikle kısa süre içinde kendiliğinden geçer. Fakat, daha ciddi sorunlar sonucunda geçmeyen kulak ağrısı sorunu da oluşabilir.
Geçmeyen kulak ağrısı, kulak veya çevresinde oluşan ve tedavi edilmesi gereken bazı sorunların sonucunda ortaya çıkan belirtidir. Birkaç gün içinde kendiliğinden geçmeyen kulak ağrıları bu sınıfta değerlendirilir.
Geçmeyen kulak ağrısının en yaygın nedenleri arasında, orta kulak enfeksiyonu ve kulak zarında gerçekleşen hasarlar yer alır. Ayrıca, kronik hale gelmiş pek çok kulak hastalığı da, geçmeyen kulak ağrılarına neden olabilir.
Bu yazıda, kulak ağrısını ortaya çıkaran temel nedenlerden bahsedilmiştir. Kulağın bölümlerinde oluşabilen ve kulak ağrısı da dahil olmak üzere pek çok rahatsızlık verici belirtiye sebep olabilen başlıca hastalık ve sorunlar incelenmiştir.
Kulak hastalıklarından korunmak ve bu hastalıkların oluşması durumunda yapılması gerekenler hakkında bilgi verilmiştir.
Kulak ağrısına neden olan pek çok faktör bulunsa da, kulakta gerçekleşen ağrıların çok büyük bir kısmı birkaç temel sebepten kaynaklanır.
Bu sebepler, doğrudan kulağın bölümlerinde gerçekleşen sorunlarla ilgilidir. Kulak ağrısının temel nedenleri, zamanında teşhis edildiğinde tedavi edilebilen ve kalıcı hasara neden olmayan sorunlardır.
Kulak ağrısını ortaya çıkaran temel nedenler aşağıda açıklanmıştır.
Dış ve orta kulakta oluşabilen çeşitli enfeksiyonlar kulak ağrılarının en yaygın nedenleri arasındadır. Dış kulak yolunda gerçekleşen ve yüzücü kulağı olarak da bilinen otitis externia ve orta kulakta gerçekleşen otitis media adındaki bakteriyel enfeksiyonlar, sıklıkla kulak ağrısına sebep olur.
Bakteriyel enfeksiyonlar dışında, daha nadir görülmekle birlikte kulakta viral ve mantarlara bağlı enfeksiyonlar da oluşabilir.
Halk arasında kulak kiri olarak bilinen, fakat aslında kulağı zararlı etkilerden korumayı amaçlayan salgı, kimi zaman dış kulak yolunda tıkanıklığa neden olur.
Bu salgı, dışarıdan gelen toz ve kirlerin de etkisiyle zamanla katılaşır ve kulaktan dışarı atılır. Bazı kişilerde, kulak kiri kendiliğinden dışarı atılamaz. Bu durumda, kulak kanalında birikmeye devam eder ve bir süre sonra kulak kanalı kısmen veya tamamen tıkanır. Bu tıkanıklık kulak zarına baskı yapabilir ve bu durum, kulak ağrısına sebep olur.
Kulak zarı, dış kulak ve orta kulağı birbirinden ayıran gergin bir dokudur. Bu doku, ince bir yapıya sahiptir ve çeşitli sebeplerle zarar görebilir. Örneğin, orta kulak ve dış kulak arasındaki basınç dengesizlikleri kulak zarına baskı uygulayabilir ve kulak zarında delik veya göçük oluşabilir.
Kulağa kulak pamuğu gibi çeşitli nesnelerin sokulması da kulak zarında hasara neden olabilen bir başka yaygın etkendir.
Kulak zarında gerçekleşen hasarlar, hasarın boyutuna bağlı olarak oldukça şiddetli kulak ağrılarına sebep olabilir.
Dış kulak, kulağın görünen kısmını ve kulak kanalını kapsar. Bu kısımda yaşanan sorunlar, genellikle kulağın diğer bölümlerinde göre daha az tehlikelidir ve tedavileri de daha kolaydır.
Dış kulakta oluşabilen ve kulak ağrısına sebep olabilen iki temel problem vardır. Bu problemler hakkında detaylı bilgi aşağıda verilmiştir.
Otitis externa, dış kulakla orta kulağı birbirine bağlayan kulak yolunda iltihap oluşması durumudur. Bu hastalığa aynı zamanda yüzücü kulağı da denir. Bunun sebebi, suda çok fazla zaman geçiren kişilerde, kulak yoluna su kaçması ve bu suyun iltihaplanması sonucunda otitis externa görülmesidir.
Dış kulak yolu iltihabı, genellikle kulağa yabancı cisim sokulması veya kulağın uygun yöntemlerle temizlenmemesi sonucunda oluşur.
Bu hastalık, kulak ağrısına sebep olur ve tedavi edilmediği sürece ağrı artarak devam eder. Çoğu durumda, bu hastalığın tedavisi çeşitli antibiyotikler kullanılarak gerçekleştirilir.
Özellikle bebekler ve çocuklar, kulaklarına oyuncak parçaları gibi yabancı cisimleri sokabilirler. Bu durum, kulakta tıkanıklık veya yaralanma oluşmasına neden olur.
Kulağın pamuklu çubuklarla temizlenmesi de çeşitli sorunlara yol açabilir. Kulak temizliği amacıyla kulağın çok derinlerine müdahale etmek, kulağı temizlemekten ziyade çeşitli mikroorganizmaların kulağa taşınmasına neden olabilir. Ayrıca kulak pamuğu ya da kulak çubuğu, kulak kirini temizlemek yerine bu kiri daha derine itebilir ve kulak zarına zarar verebilir.
Orta kulak, üç küçük kemikçikten oluşan bir yapı grubudur. İnsan vücudundaki en küçük kemik olan üzengi de bu bölümde bulunur.
Bu bölüm, östaki borusu ile solunum yoluna bağlanır. Bu bağlantı sebebiyle, solunum yolunda oluşabilecek sorunların orta kulağı etkileme olasılığı da vardır.
Orta kulakta gerçekleşen sorunlar, sıklıkla kulak ağrısına sebep olur. Bu bölümde gerçekleşen ve ağrıya sebep olan sorunlar ciddiye alınmalıdır. Çünkü orta kulakta yaşanan ve tedavisi geciken sorunlar, kalıcı işitme kaybı gibi sağlık sorunlarını ortaya çıkarabilir.
Orta kulakta karşılaşılan ve kulak ağrısı ile ilişkili olabilen başlıca sorunlar aşağıda açıklanmıştır.
Otitis media, orta kulakta sıvı birikmesi ve bu sıvının iltihaplanması sonucu oluşan bir hastalıktır. Bu hastalık, genellikle solunum yolunda oluşan enfeksiyonların östaki borusundan geçerek orta kulağa ulaşmasıyla ortaya çıkar.
Orta kulak iltihabının kulak ağrısına sebep olması, iltihabın ilerlemiş olduğunu ve bir an önce tedaviye başlanması gerektiğini gösterir.
Kulak ağrısına yüksek ateş ve işitme kaybı gibi belirtilerin eşlik etmesi, ağrının altında yatan nedenin otitis media olma olasılığını arttırır.
Östaki borusu, solunum yolu ve orta kulak arasında bir köprü görevi görür ve çeşitli fonksiyonlara sahiptir. Bunlardan en önemli iki tanesi, orta kulaktan sıvı tahliyesini yapması ve basınç değişikliklerinde açılıp kapanarak kulağın bölümleri arasındaki basınç dengesini sağlamasıdır.
Östaki borusundaki fonksiyon bozuklukları, yukarıda da bahsedildiği gibi orta kulak enfeksiyonuna sebep olabilir. Ayrıca, östaki borusunun fonksiyonlarını tam olarak yerine getirememesi, kulakta basınçtan kaynaklanan çeşitli ağrı ve rahatsızlıklara da sebep olur.
Barotravma, ani basınç değişiklikleri sebebiyle kulak zarı ve orta kulakta oluşan travmadır. Genellikle uçak seyahatleri ve tüplü dalış sırasında oluşur.
Basınç seviyesinin çok hızlı değişmesi ve kulağın bölümleri arasında basınç farklılıkları oluşması durumunda, kulak zarı çevresinde baskı oluşur. Bu durum kulak zarında çökme, delinme ya da daha farklı sorunların oluşmasına sebep olur.
İç kulak, kulağın bölümleri arasında en karmaşık ve narin yapıya sahip olan bölümdür. Bu bölümde, işitme eyleminin gerçekleştiği koklea adındaki spiral biçimli bir organ bulunur.
İç kulakta ortaya çıkan bazı hastalıklar tedavi edilemez ve hastaların yaşamını kolaylaştırıcı bazı yöntemler uygulanır.
İç kulak, işitme dışında denge yetisi ile de doğrudan ilgili olduğu için, iç kulakta yaşanan sorunlar baş dönmesi ve vertigo gibi problemlerle de ilişkilendirilebilir.
Aşağıda, iç kulakta oluşabilecek ve ağrıya sebep olabilecek birkaç temel sorundan detaylı bir şekilde bahsedilmiştir.
Labirentit, iç kulakta, özellikle denge ve mekansal oryantasyondan sorumlu olan kokleada iltihaplanmaya neden olan bir durumdur. Bu iltihaplanma, farklı sebeplerden kaynaklanabilir. Bunlar arasında viral veya bakteriyel enfeksiyonlar, alerjik reaksiyonlar ve otoimmün bozukluklar gibi faktörler yer alır.
Labirentit, baş dönmesi, mide bulantısı, işitme kaybı ve kulak çınlaması gibi belirtilere neden olur. Belirtiler şiddetli ve oldukça rahatsız edici olabilir, ancak doğru teşhis ve tedavi ile çoğu hastada belirtiler büyük ölçüde giderilir.
Tedavi, antihistaminikler veya bulantı önleyici ilaçlar gibi belirtileri önlemeyi amaçlayan ilaçları veya beynin iç kulak hasarını telafi etmesine yardımcı olmak için vestibüler rehabilitasyon gibi yöntemleri içerir.
Meniere hastalığı, iç kulakta ortaya çıkan, denge ve işitmeyi etkileyen kronik bir durumdur. Bu rahatsızlık, iç kulakta sıvı birikmesinden kaynaklanır; bu da basınç değişikliklerine ve iç kulaktaki hassas yapıların hasar görmesine neden olur.
Belirtiler vertigo, kulak çınlaması, işitme kaybı,kulak ağrısı ve etkilenen kulakta dolgunluk ve basınç hissini içerir. Meniere hastalığı atakları şiddetli ve öngörülemez olabilir ve birkaç dakikadan birkaç saate kadar sürebilir.
Meniere hastalığının tedavisi olmasa da ilaç tedavisi, diyet değişiklikleri ve vestibüler rehabilitasyon gibi tedaviler, belirtileri yönetmeye ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olur.
Yukarıda sayılan ve tamamı kulağın bölümleri ile ilgili olan faktörler dışında, kulak ağrısına neden olan birçok başka faktör de bulunur. Bu faktörler kulak ile doğrudan ilişkili olmasa da, yine de kulağı etkileyebilir.
Kulak, oldukça kritik bir konumda bulunur ve vücutta bulunan birçok yapıyla bağlantı halindedir. Bu sebeple, vücudun diğer bölümlerinde oluşan sorunlar kulakta ağrı veya başka türlü belirtiler oluşmasına neden olabilir.
Kulak ağrısına neden olabilen fakat kulakla doğrudan ilişkisi olmayan önemli nedenler aşağıda belirtilmiştir.
Sinüzit, burnun etrafındaki hava dolu boşluklar olan sinüslerin iltihaplanması ve şişmesi durumudur. Bu duruma, viral veya bakteriyel bir enfeksiyon, ya da alerjiler neden olabilir.
En sık görülen sinüzit belirtileri yüz ağrısı, burunda basınç hissi ve tıkanıklıktır. Bunların yanı sıra kişilerde baş ağrısı, yüksek ateş ve kulak ağrısı da görülebilir.
Akut sinüzit, tipik olarak birkaç hafta sürer ve genellikle burun damlaları ve ağrı kesiciler gibi ilaçlar ile tedavi edilebilir. Ayrıca burnun tuzlu su ile temizlenmesi de tedaviye yardımcı olan bir yöntemdir.
Eğer sinüzit 12 haftadan uzun sürerse, bu durum hastalığın kronikleştiği anlamına gelir. Kronik sinüzitin tedavisinde güçlü antibiyotikler ve çeşitli cerrahi işlemler kullanılır.
Temporomandibular eklem, yüzün her iki tarafında olan ve çene kemiğini kafatasına bağlayan eklemdir. Kulağın hemen önünde bulunur ve ağzı açıp kapama, çiğneme ve konuşma gibi çene hareketlerini sağlar.
Bu eklem; kemiklerin, kasların ve bağların etkileşimini içeren karmaşık bir eklemdir. Temporomandibular eklem bozukluğu, çeşitli ağrılar ve işlev bozuklukları sonucunda anlaşılır.
Bu hastalığın belirtileri arasında çenede veya yüzde ağrı, ağzı açma kapamada zorluk, çeneyi hareket ettirirken duyulan sesler, baş ağrıları ve kulak ağrıları yer alır.
Bu hastalığın tedavisi, yaşam tarzı değişikliklerini, fizik tedaviyi, ilaçları ve ameliyatı içerebilir.
Diş problemleri, her insanın zaman zaman yaşadığı sorunlardır. Bu sorunlar çok çeşitli belirtilere sahip olabilir.
Özellikle diş etinde iltihap oluştuğu durumlarda, iltihabın derecesine bağlı olarak şiddetli ağrılar görülür. Bu ağrılar, öncelikle iltihaba sebep olan dişi ve çevresindeki dişleri etkiler. İlerleyen vakalarda, yüzün iltihaplı dişin bulunduğu tarafında ağrı ve daha da güçlü enfeksiyonlarda baş ağrısı görülebilir.